tag:blogger.com,1999:blog-47875559459211554752024-03-13T19:37:54.639+03:00eblehliğin verdiği düşünce çeşitliliğihonour knowledge - eblehliğin verdiği düşünce çeşitliliğihonour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.comBlogger52125tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-20235927698722556332012-05-28T00:23:00.004+03:002012-05-28T00:24:49.108+03:00Enginar<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Ne olurdu tam çıkarken telefon çalmasaydı, geç kalıyorum işte.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">İçki dükkânına koşarak gittim, bu kırmızı şarabı sevecek. Tirbuşonu var mı acaba? Lütfen olsun, bu gece en küçük aksiliğe tahammülüm yok. Çingeneyle pazarlık yapıp çiçek de aldım, üç demet papatya... Zorlukla taşıyorum. Papatyaları sevse bari. Beni sevse...</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Çiçeklerin bir kısmını evdeki tek vazoya, geri kalanları su doldurduğumuz tencereye birlikte yerleştirdik. Öyle tatlı gülümsüyor ki ürperip titresem mi yoksa erisem mi karar veremiyor, ardı ardına iki durumu da yaşıyorum. Yemeğe başlarken gömleğimi beğendiğini söyledi, ince bir gülümseyişle yetindim. Öğleden beri ayna karşısında kaç kıyafet denediğimi bilse...</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Tirbuşon var, derin nefes... Enginar yapmış, ben enginar sever miydim? Evet, sen de alacaksan biraz daha alabilirim. Saçına, kulağının üstüne bir papatya alıp taktı, ne de güzel gülümsüyor. Midem neden altüst oldu, ne yedim ki ben? Tüylerim diken diken, kalbim en yüksek devrinde... Gözlerine bakma oğlum, kaçır gözlerini. Kapılıyorsun, âşık oluyorsun, kendini kurtarmayı öğrenmedin hala. Bir yavru kedi güzelliğiyle bakıyor, çatal elimden düştü düşecek, zor tutuyorum.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Şarabımız bitti, masayı topladık, iki kişilik kanepede ayaklarımızı uzatmış yan yana televizyon izliyoruz. Aslında ben yan gözle onu izliyorum. Bir ara kendimi Kırkpınar güreşlerinden bahsederken yakaladım. Ne saçmalıyorum ben böyle, bu gece aklım başımda kalsa olmaz mıydı? Onca hikâyemden hiçbirini niçin şu an hatırlayamıyorum?</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Yine de bana bakıp gülümsedi, kanım dondu, buz gibi suların içine düştüm, düşmemle yüzümü bir ateş bastı, titredim, yüzüm seyyar kalorifer, midem yine altüst. Bir gülüşte geldiğim hale bak, ya sonrası? Tövbe etmemiş miydim? Kimin umurunda ki?</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Siyah beyaz bir film izlerken önce koluma yaslandı, sonra omzumda uyumaya başladı. Ben zaten filmi hiç anlamamıştım, en azından şimdi ona doya doya bakıyorum. Bir bebek masumluğunda uyuyor, soluğunu boynumda hissediyorum. Ayak bilekleri o kadar güzel ki. Kafanı çevirsene oğlum, uyurken bütün kızlar güzel olur. Bir az önce eve dönsem, ama yapamam işte.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Kendimi tutamayıp yanağından öptüm, kirpiklerini araladı, bana yine kedi yavrusu gözlerle baktı. Beni öperse hayat boyu mızırdanmadan enginar yiyeceğime dair yeminler ederken o koluma iyice sarıldı, başını omzuma yaslayıp uyumaya devam etti.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Gecenin bir yarısı kanepede uyandığımda onu bana bakıyor buldum. Salak salak gülümsedim, eliyle alnıma düşen saçları düzeltti, doğrulduk, ben yarıya kadar açabildiğim gözlerimle ona bakarken benim gibi bir dosta çok ihtiyaç duyduğunu, onu yıpratan aşklardan zamanla nasıl bıktığını anlatmaya başladı. Keşke çiçek dolu vazoyu kafama fırlatsaydı. Boğazım düğümlendi, sustum. Televizyon kanalının yayını sona ermişti, o da sustu.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Kahve yapmayı önerdiğinde geç olduğuna, gitmem gerektiğine, önümüzdeki haftalarda işim yoğun olacağından görüşmeye pek zaman bulamayacağımıza dair birşeyler geveledim. Papatya hala saçındaydı, çıkarıp benim kulağımın üstüne taktı, kedi yavrusu gibi baktı bana, peki dedi.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif;">Montumu giyerken yüzüne hiç bakmadım. Ayakkabılarımı bağlamadan doğruldum, kapıyı kapatıp çıktım. Papatyayı yoldaki ilk çöp kutusuna attım.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-23473243174627081662012-01-01T20:29:00.001+02:002012-01-01T20:31:10.994+02:00Burçlar<span style="font-family:trebuchet ms;">Jude Law'la Edip Akbayram'ın aynı gün doğduğunu öğrenmemdir burçlara olan inancımı yıkan.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-90802327999022203092010-03-12T10:44:00.006+02:002010-03-12T10:53:12.412+02:00Türk Telekom e-Fatura Mesajı<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/S5oAcXWgQ1I/AAAAAAAAAHU/gJK1KmF2PXw/s1600-h/efatura_orman_tabela.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5447667186562777938" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 160px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/S5oAcXWgQ1I/AAAAAAAAAHU/gJK1KmF2PXw/s200/efatura_orman_tabela.jpg" border="0" /></a><span style="color:#000099;"><span style="font-family:trebuchet ms;"><strong>Bisiklet ve motosiklet kullanırken aklınız ve kaskınız daima başınızda olsun.</strong></span><br /></span><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Bu mesaj sizce nerede yazıyor olabilir?</span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">a. Motor Sporları Federasyonu kitapçığı<br />b. Türkiye Pizza Dağıtıcıları Meslek Odası girişi<br />c. Türk Telekom ev telefonu faturası</span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Yanıt (c). Son elektronik faturamdan alınma, TT hatırlatmış sağolsun. Benzer duyarlılık kampanyalarının devamını beliyoruz. Haddim olamyarak bir iki mesajla yol göstermeye çalışayım...</span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">- Kartonpiyercilere gereken ehemmiyeti veriniz<br />- Rakı şişede durduğu gibi durmaz<br />- Bugün yediğiniz hurmalar yarın bir tarafınızı tırmalar</span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">- Moda insanın kendine yakışanı giymesidir</span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">- Rekor insanın kendine yakışanı kırmasıdır<br />- Yengenizin bıyıkları olsaydı bugün ona amca diyecektiniz (epilasyona gereken ehemmiyeti veriniz)</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-75916571629577571442009-12-29T10:05:00.002+02:002009-12-29T10:08:11.769+02:00Sahte Piyango Bileti<span style="font-family:trebuchet ms;">Eğer sahte milli piyango bileti basacak olsam delikanlı bir tavırla biletin sahte olduğunu da belirtirdim bir şekilde.</span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Milli Vanilli Piyango İdaresi yazabilirdim mesela.</span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Herkese, her keseye ruh sağlığı iyi yıllar dilerim.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-86680916923759185212009-11-09T09:30:00.006+02:002009-11-09T09:37:04.661+02:00Şoför Nebahat<a href="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SvfGQ3_TLcI/AAAAAAAAAHM/8xZtowbiq2A/s1600-h/sofor_nebahat.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5402004271263854018" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 265px; CURSOR: hand; HEIGHT: 164px" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SvfGQ3_TLcI/AAAAAAAAAHM/8xZtowbiq2A/s320/sofor_nebahat.jpg" border="0" /></a><br /><div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Eminönü - Nişantaşı hattında çalışır. </span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Kullandığı dolmuşun arka camında <strong>"şoförüm dedim, vermedim"</strong> yazar.</span></div></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-21764769508343600482009-11-02T16:16:00.006+02:002009-11-09T09:31:59.909+02:00Londra Havaalanları<a href="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/Su7zz_1JHYI/AAAAAAAAAG8/-HpRE05Qaz4/s1600-h/airport.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5399521077897010562" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 245px; CURSOR: hand; HEIGHT: 145px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/Su7zz_1JHYI/AAAAAAAAAG8/-HpRE05Qaz4/s320/airport.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;">Son 6 ayda Londra'daki 4 havaalanını da en az bir kere kullanmış biri olan leyleği havada görmüş yazarınızdan ulaşım ipuçları:</span><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"><strong><span style="color:#3333ff;">Heathrow:</span></strong> THY uçuyor. En büyük, en kaotik, pek de sevimsiz Londra havalimanı. Sevimsiz kısmı yalnız benim görüşüm değil, geçenlerde frequent flyer'lar tarafından en hoşlanılmayan alan da seçildi. Uçağınız iniş sırası gelene kadar Greenwich Londra arası tur atıyor, inince körük sırası bekliyorsunuz, pasaport kontrolüne gitmek ayrı mesele. Mümkünse gitmeyin diyeceğim ama merkeze en yakın havaalanı. Direkt <strong>metro</strong> ulaşımı var. Aceleniz yoksa Piccadilly hattı yaklaşık 1 saatte şehir merkezine ulaştırıyor. Sarsıcı ama ucuz yolculuk. Tek yön underground bileti <strong><em>4</em></strong> sterlin, oyster'ınız (anglikan akbil) varsa <strong><em>2.20</em></strong>'ye düşüyor.</span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Burjuvazi alternatifi <strong>Heathrow Express</strong>. 15dk'da Paddington istasyonuna varabiliyorsunuz, ücret <strong><em>16.5</em></strong> sterlin. 80dk süren <strong>otobüs</strong> alternatifini metrodan pahalı ve bitmez olduğundan düşünmüyoruz bile.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"><strong><span style="color:#3333ff;">Gatwick:</span></strong> easyjet Sabiha Gökçen - Gatwick arası uçuyor. Sevimsiz bir yer ama ulaşımı kolay, bu yüzden seviyoruz. <strong>Tren</strong> en idael alternatif, ama buradaki tüyo her taraftaki reklamlara kanıp Gatwick Express'e atlamamak. 30dk'lık yolculuğa <strong><em>16.90</em></strong> sterlin yerine Southern ile 35dk yol gidin, size <strong><em>10.90</em></strong> streline malolsun (tüm biletleri havaalanındaki istasyondan aldığınızı varsayıyoruz, online kampanyalarda daha iyisi vardır). Her durumda varış yeri merkezde Victoria tren istasyonu. <strong>Otobüs</strong> alternatifi güzel değil. easybus ve national express var ama erken almazsanız <strong><em>8</em></strong> pound ve ~80dk.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"><strong><span style="color:#3333ff;">Luton:</span></strong> easyjet'ten devam edelim. Aslında Londra'nın değil Luton kentinin havaalanı burası, ama Londra'ya uzak değil ve easyjet S.Gökçen'den uçuyor. Uçağa elinizde valiziniz binebileceğiniz şirinlikte bir yer ama ulaşım Gatwick'ten daha uzun sürüyor. Çünkü tren istasyonundan havaalanına bir shuttle bus'a binmek de gerekiyor. +10dk demek bu da. East Midlands ve First Capital Connect <strong>tren</strong>leri var. <strong><em>11.90</em></strong> pound'a 30dk'da St. Pancras istasyonundasınız (evet, havaalanı çok olduğu gibi tren istasyonu da gani bu kentte). <strong>Otobüs</strong> için Greenline/easybus ortak ve National Express alternatifleri <strong><em>8</em></strong> pound civarı ve 80-85dk. Tren iyidir yani (bir tek easybus biletini çook erken alırsanız 3-4 pound'a falan denk düşüyor, ama bunlar ekstrem örnekler).</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"><strong><span style="color:#3333ff;">Stansted:</span></strong> İstanbul'dan THY ve Pegasus (ilki Atatürk, ikincisi S.Gökçen) uçuyor buraya. Bu kez önerim otobüs, çünkü Stansted Express -<strong>tren</strong>- tek yön tam <strong><em>18 </em></strong>sterlin! Üstelik Liverpool Street'e (evet, yine başka bir istasyon) ort. 45dk'da gidiyor. Aynı istasyona giden/önünden kalkan Terravision <strong>otobüs</strong>leri ise yarı fiyatına (bravo, <strong><em>9</em></strong> sterlin) 60dk'da ulaştırıyor bizleri. Victoria İstasyonu'ndan kalkan/varan easybus veya National Express'i ise tercih etmiyoruz. Fiyat benzer ama yol 85dk'ya çıkıyor, olmaz olsun.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Bir de London City airport var, iş uçuşları için genellikle. Türkiye'den tarifeli sefer yok. Onu da görmeyelim, eksik kalsın zaten.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-73560644817598562402009-10-03T12:48:00.004+03:002009-10-03T13:00:26.933+03:00Külkedisi<a href="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SscgCOd28eI/AAAAAAAAAG0/UvfbZ-ijSzQ/s1600-h/pumpkins.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5388310701787247074" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 144px" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SscgCOd28eI/AAAAAAAAAG0/UvfbZ-ijSzQ/s200/pumpkins.jpg" border="0" /></a> <span style="font-family:trebuchet ms;">… Peri sayesinde en büyük dileğim gerçek olmuş, Prens’in eş seçeceği büyük baloya gidebilmiştim. Üstelik kıyafetlerim, özellikle de ayakkabılarım çok güzeldi. Aklını başından alacaktım Prens’in, önce Prenses, sonra Kraliçe olacaktım, çatlasındı o kurbağa kılıklı üvey kızkardeşlerim.<br /><br />Balo salonundan içeri girdiğimde danslar başlamıştı. Gözlerim Prens’i aradı hemen, kolayca da buldu. En yakınındaki kızla birkaç dakika dans edip bir sonrakine geçiyordu. Sabırla sıranın bana gelmesini bekledim, mutluluk Külkedisi parmaklarımın ucundaydı.<br /><br />Derken Prens elimi tuttu, hayatımın dansı başladı. Ayaklarım yerden kesilmişti, her şey harika gidiyordu, ta ki dallama Prens tuttuğu elimi aniden bırakıp bir sonraki kıza geçene dek.<br /><br />Başımdan aşağı tencereler dolusu kaynar su döküldü, ardından buz gibi havuzlara, sonra cehennemi alevlere düştüm. Yere yığılmak üzereyken son bir güçle kendime geldim, hayatımın fırsatıydı bu, kolay pes etmeyecektim.<br /><br />Hışımla çıktım balo salonundan; merdivenlerde de cam ayakkabımın tekini bırakmayı ihmal etmedim. Bir süre çalıların ardına saklanıp bekledim, umudum arkamdan fırlayan Prens’in ayakkabıyı bulmasıydı. Gelmedi ki salak! Oysa yerden alıp kalbine götürse, içine yapıştırdığım etiketten beni bulsa, yanımda o ayakkabıdan şampanya içip bana ilan-ı aşk etseydi (evet, alaturka bir yanım var).<br /><br />Saat geceyarısı olmak üzereydi, zamanım doluyordu, bir şeyler yapmalıydım… derken kilise çanları 12’yi vurdu. Şoförüm bir fare, arabamsa iri bir balkabağıydı artık. İş başa düşmüştü. Balkabağını koltuğumun altına aldım, sessizce saray mutfağına daldım.<br /><br />Balo biterken salona tekrar girip ikram ettiğim kabak tatlısını yiyen Prens’in gözleri yerinden fırlayacaktı adeta. Bayılmıştı tadına, yarım tepsiyi tek başına yedi, şerbetli eliyle tuttuğu elimi zarifçe öperken gözleri gözlerime aşkla bakıyordu. Rahmetli annem “erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” derdi, ah canım anneciğim!<br /><br />Evlendik, çok mutluyuz. Yakında kraliçe oluyorum. İlk işim şekerpare, sütlü nuriye vb. yapmayı bilen tüm genç kızları boğdurmak olacak. Hayat güzel.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-78308452349173058952009-09-25T10:28:00.002+03:002009-09-25T10:32:06.691+03:00Dev Prenses ve Yedi Normaller<span style="font-family:trebuchet ms;">Sevgili günlük,</span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Hayatımda karşılaştığım en tuhaf olay bugün başıma geldi. Kira eşek kadar olduğu için 6 arkadaşımla paylaşmak zorunda kaldığım öğrenci evimize dev bir kadın geldi. </span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Söylediğine göre prensesmiş ve adı Pamuk'muş. Kötü kalpli üvey annesi yüzünden evden kaçmak zorunda kalmış falan. Bana yazıyor gibi geldi açıkçası; bence yarım akıllı bir sırık. Hırvat kökenli olduğundan şüpheleniyorum, boyu anormal. Oysa kendisinin görünümü normalmiş gibi bize cüce diyor. </span><span style="font-family:trebuchet ms;">Salak! Elazığlıyız biz, boy ortalamamız da 1.65m ki bizim topraklarda normaldir bu. kendisine baksın deve.</span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Bizim öğrenci evindeki son kullanma tarihi geçmiş yoğurdu yediğinden beri horluyor yan odada. Kimbilir ne zaman uyanacak, uyutmuyor da beni, of ya. Uyumadan "sinirli" dedi bir de bana. Kendisi yüzünden sinire kestim, hayret bir şey!<br /></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Neyse, calculus çalışmam lazım, hoşçakal günlük.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-86703771648686476522009-07-22T15:28:00.003+03:002009-07-22T15:31:26.009+03:00Eternal Moonwalk<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SmcGCjFC_BI/AAAAAAAAAGs/IFB7fvz3bvE/s1600-h/MJ.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5361260522253777938" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 140px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SmcGCjFC_BI/AAAAAAAAAGs/IFB7fvz3bvE/s200/MJ.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;">MJ tribute sitelerinin gördüğüm en güzellerinden, h</span><span style="font-family:trebuchet ms;">erkes ev yapımı moonwalk'lar ile karşımızda. </span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Kilitlenip dakikalarca izledim ben.</span><span style="font-family:trebuchet ms;"><br /></span><span style="font-family:trebuchet ms;"><br /><br /></span><a href="http://www.eternalmoonwalk.com/">http://www.eternalmoonwalk.com/</a>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-76850547463613660762009-05-21T11:24:00.007+03:002009-05-21T11:35:44.960+03:00UEFA Kupası Kedisi<span style="font-family:trebuchet ms;">20 Mayıs 2009 gecesi son UEFA Kupası finali Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynandı. Ukrayna'dan Shaktar (madenci demekmiş Ukrayna dilinde) Donetsk Alman Werder Bremen'i 2-1 yenerek kupayı aldı.</span><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"><br />Asıl güzellikse Fenerbahçe Stadı'na sızan kediydi. Koşturarak gidişe bakın!<br /><em><span style="font-size:85%;">Fotograflar </span></em></span><a href="http://www.guardian.co.uk/"><span style="font-family:trebuchet ms;font-size:85%;"><em>guardian</em></span></a><span style="font-family:trebuchet ms;font-size:85%;"><em> web sitesinden.</em></span></div><br /><div></div><div></div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5338192676913370978" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 311px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/ShUR9OoDV2I/AAAAAAAAAGc/duE375QJHzI/s400/Uefa-Cup-final-cat1.jpg" border="0" /><br /><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5338192850200118818" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 269px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/ShUSHUK1RiI/AAAAAAAAAGk/2UgizcjjLag/s400/Uefa-Cup-final-cat2.jpg" border="0" /></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-22922849683340474092009-05-12T10:49:00.003+03:002009-05-12T11:23:01.507+03:00Kırkpınar Hakkında Bilinmeyen Gerçekler<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SgkxSDyKMsI/AAAAAAAAAGE/qL9WRPVwPX4/s1600-h/oilwrestling08.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5334849419920159426" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 276px; CURSOR: hand; HEIGHT: 110px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SgkxSDyKMsI/AAAAAAAAAGE/qL9WRPVwPX4/s320/oilwrestling08.gif" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;">Kırkpınar yağlı güreşleri hakkındaki gizli kalmış, az bilinen gerçekleri topluma aktarmak Edirneli olan yazarınız için adeta bir borç. O halde başlayalım!</span><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">- Güreşleri 26 yıl üstüste kazanarak akıllara ziyan bir rekor kıran Kel Aliço aslında kel değildi, daha korkutucu görünmek için saçsız bir peruk takıyordu. Eski kaynaklarda Kıvırcık Aliço olarak bahsedilmesi bundandır.</span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">- Edirne eski zamanlarda ney üstadlarının diyarıydı. İlk günlerde er meydanında davul-zurna yerine ney çalınırdı. Yazık ki güreşirken huzurdan uykuya dalan pehlivanların artmasıyla çayırlara ney sokulması yasaklandı, uzak diyarlardan zurnacılar getirildi. Neyzenlerse Edirne'den kısa sürede silindiler.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">- Yağlı güreşlerde eskiden tereyağı kullanılırdı. 1900'lere gelindiğinde doymuş yağ oranı yüksek, sağlığa zararlı diye sıvı yağa geçildi. Yarım yağlı güreş önerisini ortaya atan Hilmi Ağa ise elenselerle feci şekilde darp edildi.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">- Güreşirken giyilen kıspet bermuda şortun atası olsa da, 1990'daki turnuvaya hawaii desenli kıspetiyle gelen Uzunköprülü Kurtboğan Bilal pehlivan dışlanınca bir yıl kadar depresyona girdi. Kendisi şimdi iyi, fakat Kırkpınar yerine sumo güreşiyle ilgileniyor.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">- Çıplak ete dokunamayan pehlivanlar için eldivenle güreşme seçeneği var, ama parmakları kesik eldivene hoş bakılmıyor.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Bu seneki Kırkpınar Güreşleri 648. kez yapılacak. Ölmeden önce bir kez izlemeli.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-21519878333007000892009-05-07T10:12:00.006+03:002009-05-07T11:17:40.390+03:00Finis Mundi<span style="font-family:trebuchet ms;">Rüyasında atını Bizans küffarına sürüyor, sol eliyle kavradığı sancağı düşman atlarını korkutmak için kullanırken sağ elindeki keskin kılıcı savurmak için sabırsızlanıyordu. Bir grubun ortasına yalın kılıç dalmıştı ki... </span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Sarsıntıyla gözlerini açtı, sersemlemiş bir şekilde etrafına bakındı. Yerin yedi kat altında, yarı karanlıkta, tanımadığı tuhaf kıyafetli bir insan yığınıyla yapış yapış bir sıcakta dikiliyordu. Kendine gelemedi önce, sonra düşmemek için toparlandı. Gerçi bu kalabalıkta düşmek kolay değildi hiç. Etrafını çevreleyen insanlar zaten çok kıt olan ışığı daha da azaltıyordu.</span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">Bir anda anladı başına gelenleri, ama aynı anda inanmak istemedi, kabullenemedi bu yeni durumu. Cehennemdeydi, ama burayı hak etmemişti ki! Kötü ne yaptığını düşünmeye başladı hızla. Tamam, çok adam öldürmüştü ama inançsız düşmanlardı onlar. Savaşta öldürmese ölen o olmayacak mıydı? Oysa en zor durumlarda bile kaçmamak değil miydi yiğit, doğru ve onurlu olan? Ele geçirdikleri kasabalarda yağmaya da katılmıştı ama padişahın fermanı buna izin veriyordu. Padişah buyurduktan sonra günah olabilir miydi? </span><span style="font-family:Trebuchet MS;">Hem bugüne dek ne bir kadının, ne de çocuğun canını almıştı. </span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">Kibir yüzünden miydi yoksa? Savaş alanında yemek sonrası sohbetlerde yaşlı yeniçeriler genç neferlere onun kahramanlıklarını anlattıklarında, korkusuzluğundan dem vurulduğunda keyiflenir, koltukları kabarır, hadi itiraf etmeli ki arada böbürlenirdi. Ama çok iyilikleri de vardı, karşılığı bu muydu? Buram buram terliyordu.</span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">Kalabalık aniden hareketlendi. İnsanları yararak ilerleyen bir şey ona doğru geliyordu, zebaniydi galiba! Hayatında belki ilk kez panikledi. O şey gitgide yaklaşıyordu... Tam bu sırada ortalık aniden aydınlandı. "Sonraki istasyon: Levent" anonsu duyuldu. Yaklaşanı da o anda tanıdı, Şener Üşümezsoy'du, ona değil metro vagonunun kapısına doğru ilerliyordu.</span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Gerçek omuzlarına beton bir kalıbın olanca ağırlığıyla düştü. İşe gidiyordu. Sol bacağına yaslanan yaşlı adamı itekledi, çantası omzunda kapıya ilerlerken dudaklarından "lanet olsun böyle reenkarnasyona" sözleri döküldü.</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-40597665224745201912009-05-06T15:22:00.001+03:002009-05-07T11:17:25.015+03:00Dağılsanıza Arkadaşım!<a href="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SgGBLx7EbLI/AAAAAAAAAF8/xP2vEHqkC2Y/s1600-h/evolution_stop_following_me.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5332685473163013298" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 357px; CURSOR: hand; HEIGHT: 344px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SgGBLx7EbLI/AAAAAAAAAF8/xP2vEHqkC2Y/s320/evolution_stop_following_me.jpg" border="0" /></a><br /><div></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-87185064831698132852009-03-10T14:12:00.003+02:002009-03-10T14:16:23.795+02:00Felaket Tellağı<a href="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SbZZzpcYzpI/AAAAAAAAAF0/oi8hM_wQq8c/s1600-h/tellak.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5311531554363199122" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 133px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SbZZzpcYzpI/AAAAAAAAAF0/oi8hM_wQq8c/s200/tellak.jpg" border="0" /></a> <span style="font-family:trebuchet ms;">- göbek taşı boş mu?<br />- boş. yalnız böbrek taşı var sende, belli. ölürsün ondan sen.</span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span><br /><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">- sırtımı bi keseleyiver be usta</span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">- kese?! kıtır kıtır kesecekler bizi. parçalarımızı kesekağıdına koyacaklar. keseli hayvanlar zıplayacak üzerimizde. </span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">- ama?</span><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">- hepimiz öleceeeeeeeeeeeezzzzzzzz!!</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-16676741311786036362009-02-27T17:35:00.002+02:002009-02-27T17:45:31.263+02:00Samba Okulu<a href="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SagKZeYJ3uI/AAAAAAAAAFk/pBrmgpoCrEI/s1600-h/sambaAS.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5307503593623510754" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 176px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SagKZeYJ3uI/AAAAAAAAAFk/pBrmgpoCrEI/s320/sambaAS.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;">Birkaç gün önce haberlerde rastladım, Rio Karnavalı da global krizden etkilenmiş. Hem katılım düşükmüş, hem de samba okulları kıyafetlere, gösterilere daha az harcama yapmış.</span><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Samba okulu... Bakın bu ilginç bir konsept. Nasıl ki acaba? Burası gibi düşünelim. </span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Özgeçmiş: </span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">2000-2001: "Coritiba Samba Meslek Lisesi"</span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">2001-2003: "Rodrigo Tello Anadolu Samba Lisesi" (OKS ile)</span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">2003-2006: "Sao Paolo Ünv. Samba Meslek Yüksek Okulu" (dev kafalı ejder üstünden sarkarak dans dersinden kalınca 1 sene uzadı)</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-7728102103702738442009-01-29T09:27:00.004+02:002009-02-04T09:23:18.335+02:00Tylol Hot<a href="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SYFcLCcd-bI/AAAAAAAAAFU/u9grkIqg_vM/s1600-h/tylol_hot.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5296615981469006258" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 184px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SYFcLCcd-bI/AAAAAAAAAFU/u9grkIqg_vM/s200/tylol_hot.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;">Taşınma melankolisi geriye atıldı. Mecburen.</span><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Tylol Hot'a dönelim. Mucize ilaç diye bellemiştik adını. Yurdum kahvelerinde bile satılıyor bir süredir, ıhlamur yerine içebiliyorsunuz.</span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Meğer tarhana ile aynı metodla yapılıyormuş bu meret. Limon, greyfurt, tebeşir, post-it (renk verici madde), yumurta, turp, lületaşı, kimyon ve su karıştırılıyor, hamur haline getirildikten sonra fabrika çatısında büyük çarşaflara serilip güneşte kurutuluyormuş. Karışım iki hafta kadar bekletildikten sonra da toz haline getiriliyor, paketlenip satışa hazır oluyormuş. </span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Ya da yalancının tekiyim ben.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-4071187631079643212009-01-22T09:39:00.010+02:002009-01-22T09:54:03.029+02:00Taşınma<a href="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SXglK7mvLmI/AAAAAAAAAFM/pPrDDGVLlKw/s1600-h/IMAG0066.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5294022231703105122" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 312px; CURSOR: hand; HEIGHT: 230px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SXglK7mvLmI/AAAAAAAAAFM/pPrDDGVLlKw/s320/IMAG0066.jpg" border="0" /></a> <span style="font-family:trebuchet ms;">İç sıkıntısı, hüzün ve özlem, şimdiden... Neredeyse 6 yıldır çalıştığım İstiklal Caddesi'nden taşınıyorum. </span><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span> </div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">İşyeri olarak uzak topraklara, Maltepe'ye göç ediyoruz. </span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span> </div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Artık ne zaman sıkılsam kafamı çevirip baktığım Galatasaray Meydanı yerine E5 olacak manzaram. Sabahın bir saatinde oturduğum yerden son İstiklal fotografı. Eşyaları sabırsızlıkla bekleyen koli. Koliyi görmemezlikten gelen ben. Boğazımda bir düğüm.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Avunma çalışmaları. Artık daha az trafik. Daha fazla sabah uykusu. Daha fazla E5. Daha az deniz, vapur, tünel. Daha az martı. </span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Kattakilerden birinin söylediği gibi, Elveda Rumeli. Elveda Kahveci Mustafa Abi. Elveda akşam buluşulacak arkadaşlara "siz Gassaray'a gelin, el sallayın, ben inerim" deme terbiyesizliği. Elveda Galata Kuledibi çayları. Elveda zor iş gününden sonra, davul gibi kafayla İstiklal'e karışmak, unutmak. </span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Hüzün ki en çok yakışandır bize.</span></div><div></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-23152117611371107532009-01-12T15:37:00.006+02:002009-01-12T15:46:35.862+02:00Lütfen Ciddi Olanlar Arasın<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SWtJJrQuQFI/AAAAAAAAAFA/RHzFfyy0frM/s1600-h/soytari.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5290402617857294418" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 134px; CURSOR: hand; HEIGHT: 175px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SWtJJrQuQFI/AAAAAAAAAFA/RHzFfyy0frM/s200/soytari.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:trebuchet ms;"></span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">İngiltere kralı IV. Edward'ın saray soytarısı aradığı ilandaki uyarı cümlesi. </span><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">Kral 6 ay sonra sıkıntıdan ölmüştür.</span><br /><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">honour knowledge - canı sıkılan adam</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-20835532985490513632009-01-04T09:59:00.006+02:002009-01-04T12:31:03.641+02:00Nil Timsahı ve Üzgün Balığı<span style="font-family:trebuchet ms;">Konuya direkt gireyim, var bunlar.<a href="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SWBycY6VNKI/AAAAAAAAAEw/A0TI2R_I-pk/s1600-h/nile_crocodile.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5287351794581976226" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 219px; CURSOR: hand; HEIGHT: 169px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SWBycY6VNKI/AAAAAAAAAEw/A0TI2R_I-pk/s200/nile_crocodile.jpg" border="0" /></a></span><br /><br /><span style="font-family:trebuchet ms;">İsim Şehir oynarken "n" ve "ü" harflerinin yegane hayvanlarıydı bu ikili. Yeni bir kadroyla oynanıyorsa illa tartışma çıkardı. Nil timsahı diyen bunu bir şekilde kabul ettirmeyi başarırsa da bir sonraki oyunda artık herkes yazardı bu gizemli hayvanı.</span><br /><br /><span style="font-family:trebuchet ms;"><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Nile_crocodile">Wikipedia</a> olsun, <a href="http://www.hayvanansiklopedisi.com/Asil-Timsahlar.html">hayvan ansiklopedisi</a> olsun anlatıyor nil timsahlarını. <em>Crocodylus niloticus</em> diye biliniyorlarmış hayvanlar aleminde, ki bu da nil timsahı/namibya şebeği/nepal sırtlanı kadar uydurma geliyor kulağa, olsun. Afrika kıtasının en büyük timsahları bunlarmış. Erkekler dişileri burnundan su fışkırtarak etkilemeye çalışıyorlarmış, aynı taktiğe ilkokul döneminde ben de başvurmuştum.</span><br /><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;">Hayvan ansiklopedisi <a href="http://www.hayvanansiklopedisi.com/Uzgun-Baligi.html">üzgün balığını</a> da anlatmış. Nil timsahı neyse de, buna çocukluğum boyunca inanmamıştım. Hala da şüpheleniyorum, bu hayvanı hep yazan kuzenim mi web'e girdi yazdı ansiklopediyi diye. Wikipedi'de sad veya sorrowful fish yok çünkü :)</span><br /><br /><span style="font-family:Trebuchet MS;"><strong>Trivia of the Day:</strong> Burnundan su fışkırtan çocuğun İsim şehir oynarken "ç" harfi hayvanında bir kez çerkez tavuğunu kabul ettirmeyi başardığını biliyor muydunuz?</span>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-87146542122171733572008-12-31T11:01:00.004+02:002008-12-31T11:06:41.352+02:00Mutluluk, Yeni Yıl, ya da Ufkumda Batan Güneş / Bu Sabah Doğacak Mı?<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SVs1qV8zTLI/AAAAAAAAAEY/fG-P1A3YR9U/s1600-h/Kuzu.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5285877589212351666" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 250px; CURSOR: hand; HEIGHT: 172px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SVs1qV8zTLI/AAAAAAAAAEY/fG-P1A3YR9U/s320/Kuzu.jpg" border="0" /></a><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Mutluluk yeşil çayırlarda masumca otlayan kuzunun üzerine hööaaarggghh çığlığıyla atılıp onu fütursuzca korkutmak, sonra da "şaka be şaka" diye umarsızca sevmek, mıncırmaktır.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">En mutlusundan bir yeni yıl olsun.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-65233515869140609642008-12-30T14:29:00.004+02:002008-12-30T14:41:39.430+02:00Bacı Komünist<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SVoVIuL3HlI/AAAAAAAAAEQ/6CBBIHRu8uM/s1600-h/IMG_0027.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5285560352253615698" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 163px; CURSOR: hand; HEIGHT: 232px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SVoVIuL3HlI/AAAAAAAAAEQ/6CBBIHRu8uM/s320/IMG_0027.jpg" border="0" /></a><br /><div>40 günlüğüne Havana'ya giden Işıl'ın Küba izlenimleri. Heyecanla takip ediyoruz.</div><br /><div></div><div><a href="http://bacikomunist.blogspot.com/">http://bacikomunist.blogspot.com/</a></div><br /><div></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-19115794002963788762008-11-27T10:06:00.005+02:002008-11-27T11:20:49.124+02:00Camoranesi'ye Ayıp Ettiler<a href="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SS5aAGWic9I/AAAAAAAAADw/RPrhWk9WBVY/s1600-h/Azzurri.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5273251171449074642" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 207px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SS5aAGWic9I/AAAAAAAAADw/RPrhWk9WBVY/s320/Azzurri.jpg" border="0" /></a><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">19 Kasım Çarşamba futbol milli takımlarının hazırlık maçları günüydü. Biz Avusturya'yı 4-2 yenerken İtalya da Yunanistan'la Atina'da, Karaiskakis stadında oynuyordu. Galatasaray'ın top yakalayıcısı De Sanctis oynuyor diye bizim medyanın dikkatini çeken maçta Juventus orta sahasının yılmaz savaşçısı Arjantin asıllı </span><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Mauro_Camoranesi"><span style="font-family:trebuchet ms;">Mauro Camoranesi</span></a><span style="font-family:trebuchet ms;"> de 7 numaralı formasıyla ilk 11'deydi yine.</span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Buraya kadar herşey güzel, peki yandaki kadro fotografında Camoranesi'ye yapılan şerefsizliğe ne demeli! Diğer kısa boylular öne diz çökmüşten Mauro arka sırada Luca Toni ve diğer devlerin yanında bırakılmış, pigme kalmış. Bu yer cücesi duruşu da cümle alem medyada yayınlandı.</span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Kavgada yapılmaz bu.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-14095847477795434912008-11-07T10:36:00.006+02:002008-11-07T11:31:02.969+02:00Kuyrukluyıldız<a href="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SRQD6NMslrI/AAAAAAAAADo/X2RhsD-LPHg/s1600-h/Hale-Bopp.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5265838162813163186" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 240px; CURSOR: hand; HEIGHT: 313px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SRQD6NMslrI/AAAAAAAAADo/X2RhsD-LPHg/s320/Hale-Bopp.jpg" border="0" /></a> <div><span style="font-family:trebuchet ms;">Bu yanıltıcı bir terim aslında. Güneşten uzaklaşırken gaz ve tozdan oluşan kuyruk önden gidiyor. Ayrıca nadiren birden fazla kuyruğu olan kuyrukluyıldızlar da varmış. <a class="image" title="Hale Bopp kuyruklu yıldızı" href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Resim:Comet-Hale-Bopp-29-03-1997_hires_adj.jpg"></a></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Meteor yağmurları çoğunlukla dünya bir kuyrukluyıldız yörüngesinden geçerken kuyrukluyıldızdan arta kalmış kalıntılar nedeniyle oluşuyor. Biz "aa, yıldız kaydı" diye dilek tutarken bu artıkları seyrediyoruz aslında. Zaten anında dilek bulamayıp "bir daha yıldız kaysın" dileyen benim gibilere bu bile fazla, o ayrı.</span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Kuyrukluyıldızlarla insanoğlu ilişkisi eski; Gılgamış Destanı gökten düşen yıldızlardan bahsediyor. En celebrity olan Halley Çinliler tarafından MÖ 240'larda kayıt altına alınmış. O</span><span style="font-family:trebuchet ms;"> zamanlarda kuyrukluyıldızın görünmesi felaket haberi olarak algılanırmış. 1811'deki büyük kuyrukluyıldız <em>(C/1811 F1 diyerek arkadaşlarınıza hava atabilirsiniz)</em> Napoleon'un işgalini habercisi kabul edilmiş, bir tek alemci Portolular en iyi şarap rekoltelerinden birinin o yıla ait olduğunu not düşmüşler.</span></div><br /><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;">Fotograf 1995'te keşfedilip 1997'den itibaren 18 ay boyunca çıplak gözle takip edilebilmiş rekortmen Hale-Bopp'a ait. Bu kuyrukluyıldızla gelen bir uzay gemisinin ruhlarını kurtarılmış diyara götüreceği inancıyla topluca intihar eden 38 kişilik Heaven's Gate tarikatı ise başka bir yazı konusu.</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-25390899470669074592008-10-10T16:15:00.005+03:002008-11-10T16:46:50.356+02:00Trenle Selanik<a href="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SO9VyiFaMYI/AAAAAAAAADE/CumFy4tcWFY/s1600-h/dostluk_filia.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5255513616795971970" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SO9VyiFaMYI/AAAAAAAAADE/CumFy4tcWFY/s320/dostluk_filia.jpg" border="0" /></a> <span style="font-family:trebuchet ms;">Gitmediğiniz ülkeleri, şehirleri keşfe çıkmayı seviyorsanız, hele bir de köklerinizde benim gibi Batı Trakya bağlantısı varsa Selanik ideal bir ziyaret noktası. Yakın bir kere. 29 km mesafede doğduğum sınırın diğer tarafını görmek, bunu da uçağa gerek duymadan, daha ucuza yapmak da var. O halde gitmek lazımdı, gittik tam 1 yıl önce.</span><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;"><br />Tren ve otobüs alternatifleri var, yaklaşık aynı sürüyor gibi görünüyordu. Ama hem trenle yolculuğun cazibesi, hem de koltukları yatağa dönen iki kişilik kompartımanlarıyla Dostluk (Filia) Ekspresi çok daha cazip geldi. Biletlerle ilgili bilgi tcdd web sitesinde var. Tren akşam 8'de Sirkeci'den yola çıkıyor ve sabah 8 civarlarında Selanik'te olması bekleniyor. Gerçi bindikten sonra hoşsohbet bir kondüktör o saatte hiç varmadıklarını anlattı da bizi rahatlattı!<br /></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Önce güzel kısımlar. Kompartımanda lavabo ve mini bir buzdolabı var. Odadan çıkmadan yüz yıkamak veya benim gibi buzdolabını görünce tren hareket etmeden koşup bira stoklamak nefis. İkili koltuk çekince ranzanın alt katına, üst bölümdeki katlı kısım üst kata dönüşüyor. Görevlilerden biri de ilerleyen saatlerde eski ama temiz yastık kılıfı ve çarşaf dağıtıyor. Kötü haber: Ne tren ne de raylar İspanyol Renfe veya Thalys ortamıyla alakalı. Feci ses yapıyor, merkezi klima kafasına göre çalışıyor ve boyunuz 1.80m üzeriyse ranza size kısa gelecek. Üstelik biz Selanik'e ertesi gün 12'den sonra varabildik!<br /></span></div><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Bizimki ekstrem bir durumdu, gümrüğün Türk tarafında sorun çıktı, trende belirtilen yolcu sayısıyla pasaport sayısı tutmamış, ama yine de kahvaltıyı Selanik'te yapacağınıza emin olmayın ve yanınıza birşeyler alın. Trende yemek vagonu yok, dolaşan seyyar büfeyse zayıf. </span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"><br /> </div></span><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Otobüsle gittiğinizde siz inip pasaportlarla vize kontrol kuyruğuna giriyormuşsunuz. Trende ise görevliler her kompartımana girip pasaportları topluyor, işliyor ve sonra aynı şekilde geri dağıtıyor. Sınırı geçip 20dk gittikten sonra farklı üniformalı fakat aynı tipli adamlar aynı işlemleri tekrar yapıyor. Yol 12 saat belki ama en az birer saatlik beklemelere hazır olmak gerek. Bir de tren dururken tuvalete gitmeyin, aman :)</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4787555945921155475.post-79806916626011631502008-09-26T12:28:00.006+03:002008-09-29T08:15:45.414+03:00Salvador Dali Sergisi - Tatlıses Konseri<a href="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SNyrzLPRknI/AAAAAAAAAC0/y267_urSJqU/s1600-h/el_cazadali_thumbnail.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5250260161285689970" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 184px; CURSOR: hand; HEIGHT: 211px" height="215" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/__rlspWoB9t0/SNyrzLPRknI/AAAAAAAAAC0/y267_urSJqU/s320/el_cazadali_thumbnail.jpg" width="219" border="0" /></a><br /><div><span style="font-family:trebuchet ms;">İstanbul'da Bir Sürrealist - Salvador Dali Sergisi'nin açılışı şerefine İbrahim Tatlıses Sabancı Müzesi bahçesinde mini bir konser verecekmiş. </span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span> </div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div><span style="font-family:Trebuchet MS;"></span></div><div></div><div></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;"></span></div><div><span style="font-family:trebuchet ms;">Açılış türküsü: <strong>Yetiş Ya Picasso, Yetiş Ya Dali</strong>...</span></div>honour knowledgehttp://www.blogger.com/profile/06044123051759232260noreply@blogger.com1