7 Mayıs 2009 Perşembe

Finis Mundi

Rüyasında atını Bizans küffarına sürüyor, sol eliyle kavradığı sancağı düşman atlarını korkutmak için kullanırken sağ elindeki keskin kılıcı savurmak için sabırsızlanıyordu. Bir grubun ortasına yalın kılıç dalmıştı ki...

Sarsıntıyla gözlerini açtı, sersemlemiş bir şekilde etrafına bakındı. Yerin yedi kat altında, yarı karanlıkta, tanımadığı tuhaf kıyafetli bir insan yığınıyla yapış yapış bir sıcakta dikiliyordu. Kendine gelemedi önce, sonra düşmemek için toparlandı. Gerçi bu kalabalıkta düşmek kolay değildi hiç. Etrafını çevreleyen insanlar zaten çok kıt olan ışığı daha da azaltıyordu.

Bir anda anladı başına gelenleri, ama aynı anda inanmak istemedi, kabullenemedi bu yeni durumu. Cehennemdeydi, ama burayı hak etmemişti ki! Kötü ne yaptığını düşünmeye başladı hızla. Tamam, çok adam öldürmüştü ama inançsız düşmanlardı onlar. Savaşta öldürmese ölen o olmayacak mıydı? Oysa en zor durumlarda bile kaçmamak değil miydi yiğit, doğru ve onurlu olan? Ele geçirdikleri kasabalarda yağmaya da katılmıştı ama padişahın fermanı buna izin veriyordu. Padişah buyurduktan sonra günah olabilir miydi? Hem bugüne dek ne bir kadının, ne de çocuğun canını almıştı.

Kibir yüzünden miydi yoksa? Savaş alanında yemek sonrası sohbetlerde yaşlı yeniçeriler genç neferlere onun kahramanlıklarını anlattıklarında, korkusuzluğundan dem vurulduğunda keyiflenir, koltukları kabarır, hadi itiraf etmeli ki arada böbürlenirdi. Ama çok iyilikleri de vardı, karşılığı bu muydu? Buram buram terliyordu.

Kalabalık aniden hareketlendi. İnsanları yararak ilerleyen bir şey ona doğru geliyordu, zebaniydi galiba! Hayatında belki ilk kez panikledi. O şey gitgide yaklaşıyordu... Tam bu sırada ortalık aniden aydınlandı. "Sonraki istasyon: Levent" anonsu duyuldu. Yaklaşanı da o anda tanıdı, Şener Üşümezsoy'du, ona değil metro vagonunun kapısına doğru ilerliyordu.

Gerçek omuzlarına beton bir kalıbın olanca ağırlığıyla düştü. İşe gidiyordu. Sol bacağına yaslanan yaşlı adamı itekledi, çantası omzunda kapıya ilerlerken dudaklarından "lanet olsun böyle reenkarnasyona" sözleri döküldü.

4 yorum:

İnci Vardar dedi ki...

seni de gaipten sesler korosu'na alsak mı diye düşündüm bunu okurken.

honour knowledge dedi ki...

bilmediğim yerlere girme konusunda tereddütlerim var. bir kere acayip bir hesap gelmişti masaya... yok o başka bir hayattaydı.

İnci Vardar dedi ki...

buyrunuz, öğreniniz: http://olmediksurunuyoruz.blogspot.com/

Adsız dedi ki...

Şener Üşümezsoy zebaniye değil de Heihachi'ye benziyor daha çok:

http://www.baixakijogos.com.br/noticias-img/20090414/heihachidp.jpeg

http://www.milliyet.com.tr/2006/11/13/yasam/resim/ayas1.jpg