Bugüne kadar beni en çok ağlatmış film Love Story'dir. 1970 yapımıymış, vay be. Neyse, bizim kameramız 10 sene önceye zoom yapıyor.
Üniversitenin son yılıydı. Arkadaşımın arkadaşı bir kız vardı, platonik bir durum söz konusuydu fakat gidip konuşacak cesaret yoktu bende. Arada göz göze gelerek geçiyordu hayat. Derken bir gün ben okulun manzara tabir edilen alanında oturmuş, oranın daimi personeli kedilere kaş göz işaretleri yaparken o kız yanıma geldi ve film festivalinde fazla bileti olduğunu, gelip gelemeyeceğimi sordu. Atladım tabi.
Film bitti, Taksim'den birlikte Kadıköy'e geçtik, dolmuşta başını omzuma koyar gibi oldu, kalbim gümbürder gibi oldu, sonra geçti. Dolmuştan içip evine yürüdük, ben kafamda vedalaşma taslağı oluşturmaya çalışırken o beni kahve içmeye davet etti.
Kahve yapmaya giderken bana tv kumandasını bıraktı. Kanalların birinde Love Story vardı, iyi zamanlamaydı. Tv karşısındaki yer yastıklarına yerleştik, filmi ortasından izlemeye başladık...
...derken ben bir dürtmeyle uyandım. O şekilde uyuyakalmayı başarmıştım. Sonrasında ilk fırsatta kendimi dışarı zor attım, akabinde ağlamaya başladım, hem de böğüre böğüre.
O günden beri Love Story'nin adı anılınca gözlerim hep dolar.
5 Nisan 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Ehhehehe :-)
Guzel bir ani hehe :)
evrim
Birebir anı değil arkadaşlar, hayret bişey :)
Ne yani? Sanat olsun diye azicik uydurdum mu diyorsun?
horlama kısımlarını çıkardım diyorum...
Yorum Gönder